Öğrenciyim…
Öğrenciyim ben… Dersliğim yaşam, öğretmenim tecrübeler, yoldaşım merak ve amacım hakikat.
Öğrenmek için ne yapmalı?
Okumak? Gezmek? Görmek? Denemek? Deneyimlemek? Yanılmak?
Hepsini yapmalı ki öğrenilsin. Hayat hakkında filozoflar ne demiş acaba? Gezenler ne görmüş, neyi deneyimlemiş? Acaba yanılmış olabilirler mi?
Başkalarının anlattıklarını okumak, onların tecrübelerinden yararlanmak ve anlatılanları kendine uyarlamaya çalışmak, yolu sadece bilmeye yarar. Yolu bilmekle yolda olmaksa farklı şeyler…
Yolda olmak için hayatın içine atılmak gerek. Hayata şöyle ya da böyle diyenler sana rehberlik etse de hayata sataşmadığın sürece, farklı şeyleri yapmadığın sürece hakikatin yolu kapalı olacak.
Sınırlarda yaşa, dene, gör, konuş, ağla, yap, et, sev, kur, yık, çatış ve bunları biriktir. Zihinde bilinçle kurgulanan birsürü teoriden, stratejiden ziyade yaşayarak zihnin otomatik geliştirdiği çözüm yollarının en faydalı olanlar olması bize en iyi öğretmenin yaşayarak öğrenen akıl olduğunu gösteriyor.
Öğrenmek için bunlar yapılacak da, neden? Niye yapıyoruz bunu manyak mıyız?
Hakikati arıyoruz da ondan. Çok az kişi hakikati bulma tutkusuyla yanıp tutuşuyor. Sürekli sınırlarında olmak, acaba diyip şüpheye düştüğün şeyleri yapmak. Genel merak duygusuyla en “boş” şeyi bile anlamaya ve öğrenmeye çalışmak.
Neden?
Çünkü Dünyanın, hayatın, evrenin işleyişini anlama isteğine sahibiz.
Ormanda avlanır ve bir şeyler toplarken, bizi bir arada bir iktidar altında yaşamaya iten neydi? Neden sabah kalkıp markete, okula, işe ya da bir yerlere gidiyoruz? Neden ormanda avlanmıyoruz? Neden bu şekilde bir sistemde yaşıyoruz? Böyle bir sistem haline nasıl geldik?
Yaşanılan her anda merağın güdüsünde sorular sorup aksiyonlar alınmalı. Alınmalı ki, dünya nasıl bir yer? Burada kimler var? Kimler yok? Kimler geldi, kimler geçti? Zaman neyi sildi, neyi ısrarla bıraktı? Gibi şeyleri anlayalım.
Hakikatin tam içinde olabilmekse sert gerçekleri kabul etmekle ulaşılabilir. Hayat, dünya çok keyifli olsa da asla iyi bir yer değil. Gerçeğin tam ortasında olmaksa aklın ve tecrübelerin getirdiği bir dayanak.
Yani, ben öğrenciyim. Hayat öğrencisiyim, hiçbir zaman “olmuş” olmayacağım. Ölene kadar hayatı, dünyayı, evreni, yaratılışı öğrenmeye devam edeceğim.